Bir Başka Anadolu Takımı : İzmir'in Siyah-Beyazı Altay

Alyat İzmirin güzel semti Altay,siyahın beyazın bir başka yüzü olan Altay bir zamanlar süper deneilen ligde süper olan Altay Güçlü Altay,Altay İzmirde kurulmuş çok da kurulurken baskı ile karşılaşmasına rağmen baş kaldırmış Altay Padişahın bu ne oynanmaz bu denmesine rağmen oynarız diyen Altay,futbolu bir gavur işi olarak görenlere rağmen oynayanların kenti Altay 
İkinci Meşruiyete kadar  Türkiye'de spor yapmak hem padişah yönetiminin baskısı, hem de muhafazakarların tutumu nedeniyle hemen hemen olanaksız gibiydi. Spor yapanlar o dönemde pederşahi bir zihniyetle ayıplanırdı. Türkiye 'de modern futbolun çağdaş sporu geliştirmek adına İzmire gelen  Selim Sırrı Tarcan o dönemde çok baskıda görmüş müslümanlıkta futbol olmaz gavur icadı çıkarmayın diyerek engellenmiş ve salon  açamamasına rağmen,o dönemde yanlış hatırlamıyorsam azınlıkların baskısı ile hatta isyan ederiz demesiyle vali tamam yapın demiş ve Altay bu mücadeleyi kazanmış İzmire de futbol gelmiştir. Türkiye'de futbol ilk kez Rum, Ermeni, İngiliz ve İtalyanlar tarafından 1898 yılında oynandı. 1905 yılında ise Amerikan Koleji’nde eğitim gören Talat Erboy, orada okuyan iki arkadaşı Şerif Remzi Reyent ve Sabri Süleymanoviç’i de yanına alarak yabancı öğrencilerle birlikte futbol oynamaya başladı.Ne yazık ki bu üç Türk genci, İstibdat Devri’nin karanlık günlerinde Kamil Paşa’nın baskısı sonucu Amerikan Kolejinden çıkarılırken, Talat Erboy eğitimini tamamlamak üzere İngitere’ye gönderildi. 2 yıl İngiltere'de kalan Erboy, futbolun beşiği sayılan İngiltere’de futbolunu geliştirdi

İlk Türk futbolcuları da yine Altay çıkarmıştır 
Altay bir başka konuda da öncü tarihi bir takımdır ki buna şöyle örnek verebiliriz :Aynı tarihlerde Adnan Menderes'in eniştesi Nejat Evliyazade de futbol oynuyordu. Eğitim için yurt dışına giden Evliyazade, Belçika'da futbol oynayan ilk Türk futbolcusu oldu.Belgesel kayıtlara göre 1905 yılında futbola başlayan Talat Erboy, Sabri Süleymanoviç, Şerif Remzi Reyent ve Nejat Evliyazade ilk Türk futbolcularıdır. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilan edilince İstibdat Dönemi de sona erdi ve Türk gençleri artık futbol oynamaya başladı. 1908 yılından sonra futbol, Türk okullarına da girdi. Sultani Mektebi’nde okuyan öğrenciler, Okul Müdürü Şükrü Saraçoğlu, Müdür Yardımcısı Baha Esat Tekant'ın daha sonra da Şark İdadisi’nde Necati Bey ile Vasıf Çınar'ın desteğiyle futbol gelişmeye başladı.15-16 yaşlarında olan Talat Erboy, Nejat Evliyazade, Sabri Süleymanoviç, Kemal Tahsin Soydam, Hasan Tahsin Soydam, Şimendiferci lakabıyla anılan Rıfat İyison, Mazlum Bey ve Hüsnü Bey ile Çakır Kemal Bey de futbolcu olarak spor tarihine isimlerini yazdırdılar. Bu saydığım isimler bir tesadüf değildir mutlaka ki bu iimler o dönemim Maradonası,Pelesi tabi ki Türkiyenin ama bu gurur hepimizindir çünkü taşınan forma üzerinde olan ay yıldız sembolu bize bir çok şeyi tekrar sorgulamamızı sağlıyor ve yeniden gurur duyuyoruz ve bence de duymazlıyız.Türkiye'de ilk futbol tüzüğünü İngilizce den tercüme edenler Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nü yapan Baha Esat Tekant, Talat Erboy ve Nejat Evliyazade oldular.İşte tüm bunlar yaşanırken 1913 yılı sonunda İzmir'e gelen Celal Bayar, spor yapan Altaylı gençleri İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katmak ve 1914 yılının 16 Ocak tarihinde Altay fiilen kuruldu. Celal Bayar, o dönem Şark İdadisi’nde faaliyet gösteren Altay'ın kuruluşu için para yardımında da bulunarak Altay’ın güçlenmesini sağladı. Kulübümüzün kurucuları Mustafa Necati Bey, Vasıf Çınar Bey, Şükrü Saraçoğlu Bey, Baha Esat Tekand Bey, Talat Erboy Bey, Esat Çınar Bey, Nejat Evliyazade Bey, Hüsnü Uğural Bey, Muharrir Rauf Nezih Bey, Şimendiferci Rıfat İyison Bey, Dr.Kemal Tahsin Soydam Bey, Enver Esat tekand Bey, Tayyareci Mazlum bey, Kemal Çakırel Bey, Nuri Sıtkı Erboy Bey, Dr.Fikret Tahsin Soydam Bey, Mazlum Öksüz Bey, Tüccar Süreyya Bey, Çiftçi Necati Bey, Fethi Özalp Bey, Sıhhıyeci Kemal İstanbullu Bey ve Halil Zeki Osma Bey’dir.

Yorumlar